Osmanlı ahşaptan mamül, sedef, kemik ve abanoz kakma bitkisel dekorlu, tutamaklı feraşet küreği. 35x30 cm Hücre-i Saadetin Kıymetli Tozu Fereşat Küreği İle Toplanırdı. Mukaddes beldelerin temizliğine tarih boyunca kıymet verilmiş, buralara ayrı bir ihtimam gösterilmiştir. Mübarek makamların temizliği, vazifeliler tarafından usulüne uygun yapılır, bu konuda hassas davranılırdı. Şerefli mekânlarda kısa bir süre de olsa bulunarak, mukaddes yerlere temas etme devletine sahip olan tozlar, itina ile feraşet küreği ie topanır, hususî kaplarda muhafaza edilirdi. Halk arasında “Gubâr-ı Şerif” (şerefli toz) diye bilinen Beytullah’ın ve Ravza-i Mutahhara’nın tozları, âşıkların gözüne âdeta sürme olur, mukaddes beldelere hasret çekenlerde can bulurdu. Ağzı mühürlenen şişelerden bazılarının İstanbul’a, sultana teberrüken arz edilmesi de kadîm geleneklerdendi. Bilhassa Peygamber Efendimiz’in kabrinin bulunduğu Hücre-i Saadet temizlendiğinde, feraşet küreği ile toplanan toz kırıntılarına kutsiyet atfedilir, zayi edilmeksizin toplanarak şişelenirdi. Bazı kaynaklarda, manevî kıymetine atıfla “Cevher-i Saadet” de denilen mukaddes makamların tozuna ya da kırıntılarına sahip olmak, yüreğinde Haremeyn özlemi, kalbinde Resûlüllah muhabbeti taşıyanlar için tarifi imkânsız bir nimetti.
Share
Ask a question
Ask a question